Collocations - 4
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
FOR
Ingilizce | Türkçe | Örnek cümle |
early for | erken gelmek | I'm early for the meeting. (Toplantıya erken geldim.) |
eligible for | almaya hak kazanmak | He is eligible for a promotion. (Terfi almaya hak kazandı.) |
famous for | ünlü olmak | She is famous for her acting skills. (Oyunculuk becerileriyle ünlüdür.) |
late for | geç kalmak | I'm late for work. (İşe geç kaldım.) |
liable for | sorumlu olmak | The company is liable for the damages. (Şirket, hasardan sorumludur.) |
ready for | hazır olmak | Are you ready for the test? (Teste hazır mısın?) |
responsible for | sorumlu olmak | He is responsible for the project. (Projeden sorumludur.) |
sorry for | üzgün olmak | I'm sorry for being late. (Geç kaldığım için üzgünüm.) |
good for | iyi olmak | Eating healthy is good for you. (Sağlıklı beslenmek sizin için iyidir.) |
İN
Ingilizce | Türkçe | Örnek cümle | |
deficient in | noksan | The diet is deficient in vitamin C. (Diyette C vitamini eksikliği var.) | |
experienced in | deneyimli | He is experienced in software development. (Yazılım geliştirme konusunda deneyimlidir.) | |
implicated in | karışmış | He is implicated in the murder. (Cinayete karışmış.) | |
interested in | ilgilenmek | I am interested in learning about new cultures. (Yeni kültürleri öğrenmeye ilgiliyim.) | |
rich in | zengin | This soil is rich in nutrients. (Bu toprak besin açısından zengindir.) | |
Ingilizce | Türkçe | Örnek cümle |
absent from | uzakta | He was absent from the meeting. (Toplantıya uzaktaydı.) |
derived from | türetilmiş | This word is derived from the Latin word "aqua". (Bu kelime Latince "aqua" kelimesinden türetilmiştir.) |
different from | farklı | This is different from what I expected. (Bu, beklediğimden farklı.) |
safe from | güvende | He is safe from harm. (Zarardan güvende.) |
missing from | eksik | The book is missing from the shelf. (Kitap rafta eksik.) |
Ingilizce | Türkçe | Örnek cümle |
an authority on | bir konuda uzman | He is an authority on Shakespeare. (Shakespeare konusunda uzmandır.) |
ban on | yasak | There is a ban on smoking in public places. (Halka açık yerlerde sigara içmek yasaktır.) |
comment on | yorum yapmak | I would like to comment on the new proposal. (Yeni teklif hakkında yorum yapmak istiyorum.) |
effect on | etkisi | The new law will have a significant effect on the economy. (Yeni yasanın ekonomi üzerinde önemli bir etkisi olacaktır.) |
influence on | etkisi | The teacher had a positive influence on her students. (Öğretmenin öğrencileri üzerinde olumlu bir etkisi vardı.) |
restriction on | kısıtlama | There is a restriction on the number of cars that can enter the city. (Şehre girebilecek araba sayısında bir kısıtlama vardır.) |
tax on | vergi | There is a tax on gasoline in most countries. (Çoğu ülkede benzine vergi uygulanır.) |
Yorumlar
Yorum Gönder